Google Play Store Avrupadan Mobil Uygulaması
Menü

AVRUPADAN Youtube Video

Noel tatili başladı: Almanya'da aşırı trafik uyarısı - 20 Aralık 2024 Oktan Erdikmen
Atamızı saygıyla anıyoruz #10Kasım
Gurbetçilere 'elektronik oy' yolda - Oktan Erdikmen ile Haftanın Yorumu
16 Nisan 2023 Pazar

Düşük mutluluklar hapishanesi

Marcus Aurelius, “İnsan ölmekten korkmamalı” diyor. “Yaşamaya hiç başlamamaktan korkmalı”. “Öyle saçma şey olur mu? Yaşamaya başlamayan insan var mıdır?” diye düşündüyseniz, bu kişi belki de sizsinizdir. 

Düşük mutluluklar hapishanesi

-OKTAN ERDİKMEN-

Birkaç ay önce, bir sabah uyandım ve omzum ağrımaya başladı. Sırta doğru, sanki bıçak saplanıyor gibi, çok sert, dayanması zor bir ağrıydı.

Youtube’dan omuz ve sırt ağrısını geçiren hareketler videoları izledim, bir işe yaramadı. Sauna, masaj, kısa süreli çözümlerdi. Birkaç dakika sonra yine ağrımaya başlıyordu. 

“Ağrı, insan için bir nimettir” derler. Vücudunuz önlem almanızı ister, sinyal verir. 

Öyleymiş. Kendi imkanlarımla çözemeyince güç bela bir uzman doktor randevusu bulup gittim. İğne yaptılar. Anında geçti. Tabii bu da geçici bir çözümdü. İğnenin etkisi bitince, yeniden ağrıyacaktı. 

Muayeneler, filmler derken, doktorlar benim gece yatarken stresten dişlerimi sıktığımı, omzumun ve sırtımın bu yüzden ağrıdığını tespit ettiler.

İlk duyduğumda çok şaşırdım. Stres kim, ben kim? Beni tanıyan hiçkimseyi buna inandıramazsınız. Dünyanın en rahat insanıyımdır. Hiçbir şeyi dert etmem. “Canımız sağ olsun”, “Sağlık olsun”, “Her işte bir hayır vardır” temel prensiplerimdir. 

Benim gibi birinin stresten geceleri dişlerini sıkması, inanılır gibi değil. Ancak terazinin diğer kefesinde de bilim var. Ortada filmler, tetkikler var. Doktor, “En kötüsü de bu” dedi. “Farkında bile değilsin”. 

Geceleri takmam için bir ağızlık yaptılar. Onun için de dişlerimin kalıbını çıkardılar. İlk çağ heykellerindeki gibi oldu. Kalıbı atacaklarını öğrenince, rica ettim. Verdiler. Şimdi kütüphanede, baş ucumda duruyor. Ara sıra dönüp bakıyorum. Farkında olmadığım stresimle yüz yüze geliyorum. 

Seneca’nın o sözü de diğer taraftan bana bakıyor:

İnsan mutlu yaşamak ister. Ancak hayatı mutlu kılan şeyleri görmek konusunda, kör zihinlere sahiptir.

Bazıları, mutludur. Ancak farkında değildir. Finlandiyalılar gibi. Birleşmiş Milletler Mutluluk Endeksi’nde 6 senedir zirve yer alıyorlar. Ancak neden mutlu olduklarını bilmiyorlar. Hatta çoğu mutsuz olduğunu düşünüyor. 

Finlandiya’nın bir ulusal felsefesi var: Sisu. Zorluklara karşı sert kararlılık anlamına geliyor. Finlandiyalılar şikayet etmiyor, sızlanmıyor. Geceleri dişlerini sıkmıyor. Sadece ve sadece mücadele ediyorlar. Ama insan, bütün bunlara yukarıdan bakınca sormadan da edemiyor: Değer mi?

Aslında dünya basitti 

Mutluluk çok basit bir şey. Hayat da aslında çok basit bir şey. Madam Bovary diyor ya: “Dünya bu kadar basitti ve ben nasıl bu kadar karmaşık oldum”.

Birinci Mahmut’un çocuğu yoktu. İki şeyin tadına doyamadım diyordu:

Biri mehtap, biri evlat.

Mehtapa bakmak bedava. Çocuğu olan sarılsın doyasıya. O da bedava.

Koskoca padişah, istediği her şeye sahip olabilir. Ama iki şeye doyamadım diyor. İkisi de bedava.

Padişahın bile doyamadığı bir hayata doymak mümkün değil. Hepimiz bir gün öleceğiz. Ancak ölümden çok daha kötüsü var. O da yaşarken ölmek.

Birilerinin istediği, dayattığı, sistemin, reklamların dikte ettiği mutsuz bir hayatı yaşarken ölmek. En kötüsü bu.

Marcus Aurelius, “İnsan ölmekten korkmamalı” diyor. “Yaşamaya hiç başlamamaktan korkmalı”. 

“Öyle saçma şey olur mu? Yaşamaya başlamayan insan var mıdır ki?” diye düşündüyseniz, bu cümleyi lütfen bir kere daha okuyun. 

Bir yerde okumuştum:

Her ailede malı mülkü satıp, dededen kalan mirası çarçur eden biri vardır. Bu ya kardeşinizdir, ya amcanızdır, ya dayınızdır. Eğer sizin ailenizde böyle biri olmadığını düşünüyorsanız, bu sizsinizdir.

Çünkü o kişi bu durumu asla kabul etmeyen tek kişidir. 

Yani, belki yaşamaya hiç başlamamış olan kişi de sizsinizdir.

Belki sadece Finlandiyalılar gibi veya benim gibi, henüz farkında değilsinizdir. 

Belki de mutluluk beklentinizi, çıtanızı yükseltmeniz gerekiyordur. 

Bowen Paulle’ın düşük beklentiler hapishanesi kavramı var. Birinden beklentilerinizi düşürürseniz, başarılı olamaz. Örneğin bir çocuktan, üniversiteye gitmesi beklenmiyorsa, büyük ihtimalle gidemez. Düşük beklentiler hapishanesine hapsolmuştur. 

Belki de biz de düşük mutluluklar hapishanesinin birer mahkumuyuzdur. 

Zincirleri kırmak, demir parmaklıkları söküp atmak da bizim elimizde, bir an meselesidir. 

Dilimizde üç yüz yıllık bir halk türküsü:

Mapusun içinde bir ulu çınar 
Kırılsın zincirler, yıkılsın duvar 
Tezikmiş kuş bile yuvaya döner 
Yatarım yatarım gün belli değil 
Oy zalim zalim, başımda zulüm, nedir bu hâlim?

Geri Dön 16 Nisan 2023 Pazar Önceki Yazılar

ESKİ BÜLTENLER

Hoş geldiniz / Herzlich Willkommen
Ziyaretçilerin web sitemizi mümkün olan en iyi şekilde kullanmasını sağlamak için çerezler ve teknolojiler (araçlar) kullanıyoruz. Bize onay verirseniz, bir site ziyaretçisinin uç cihazında bilgi ve veri depolayan ve bunlara buradan erişen üçüncü taraf hizmetlerini kullanacağız. Veri koruma beyanımızdaki gelecek için geçerli olmak üzere, onayınızı istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz. Avrupadan'da kişisel verilerinizin işlenmesi, haklarınız ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği hükümlerine göre irtibat kurulacak kişiler hakkında bilgi veri koruma bildirimi altında bulunabilir: https://avrupadan.com/sayfa/datenschutz


Wir verwenden Cookies und Technologien (Tools), um den Besucher die optimale Nutzung unserer Webseite zu ermöglichen. Sofern Sie uns Ihre Einwilligung erteilen, werden wir Dienste von Drittenanbietern verwenden, die Informationen und Daten im Endgerät eines Seitenbesuchers speichern und dort abrufen. Sie können Ihre Einwilligung jederzeit mit Wirkung für die Zukunft in unserer Datenschutzerklärung widerrufen. Informationen über die Verarbeitung personenbezogener Daten bei Avrupadan, Ihre Rechte und Ansprechpartner gemäß den Bestimmungen der Datenschutzgrundverordnung finden Sie unter Datenschutzhinweis: https://avrupadan.com/sayfa/datenschutz
KABUL ET / ZUSTIMMEN
REDDET / ABLEHNEN