Alman öğrenci Marlene’nin Türkiye’de ölümü: Adli tıptan yeni rapor

Almanya’nın Hamburg kentinden İstanbul’a Erasmus programıyla gelen 23 yaşındaki Marlene P., 2 Kasım 2024 gecesi Kadıköy’de kaldığı öğrenci evinde rahatsızlandıktan sonra yaşamını yitirmişti.

Marlene’nin son akşam yemeğinde suşi yediği, arkadaşlarından birinin tavuk yediği belirtilince soruşturma uzun süre ‘gıda zehirlenmesi’ ihtimâli üzerinden yürütüldü.

Ancak Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyasına geçen ağustosta giren Adli Tıp raporu, tabloyu değiştirdi. Raporda, ölüm nedeninin tahtakurularını öldürmek amacıyla uygulanan ilaçların gaz hâline dönüşerek bina içine yayılmasına bağlı zehirlenme olduğu yönünde oy birliğiyle görüş bildirildi.

Gece yarısı başlayan rahatsızlık

Marlene, öğrenci değişim programı kapsamında Üsküdar Üniversitesi’ne kayıt yaptırdıktan sonra, yine Almanya’dan gelen Gianluca ve Max adlı iki arkadaşıyla Kadıköy’de bir daire kiraladı.

İfadeye göre, 2 Kasım 2024 gece yarısı üçü de aynı anda mide bulantısı ve kusma şikâyetiyle uyandı. Max, hemen Velma diye hitap ettikleri ev sahibi Müzeyyen Erdoğdu’yu arayarak “Zehirlendik, sürekli kusuyoruz” dedi. Ev sahibi ise “Ben de rahatsızım, muhtemelen Kadıköy’ün suyundan olabilir” karşılığını verdi.

Rahatsızlık artınca Gianluca doktora gitmeyi önerdi. Gianluca’nın ifadesine göre, Marlene bu teklifi reddetti. Gianluca ve Max hastaneye giderek kısa bir tedavinin ardından taburcu edildi. Gianluca eve döndüğünde Marlene’nin durumunun ağırlaştığını gördü, ambulans çağırdı.

Sağlık ekipleri, Marlene’nin kanında enfeksiyon tespit edildiğini belirtti. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen genç kadın kurtarılamadı. İstanbul’a gelen babası, kızının hiçbir kronik hastalığı olmadığını söyleyerek şikâyetçi oldu.

Adli tıptan ‘tahtakurusu ilacı’ tespiti

Soruşturmanın ilk aşamasında, Marlene’nin dışarıda suşi, Gianluca’nın ise tavuk yediği bilgisi nedeniyle şüpheler gıdaya ve suya yoğunlaştı.

Ancak dosyaya giren Adli Tıp 1’inci İhtisas Kurulu raporu, dört katlı binada 30 Ekim 2024’te yapılan tahtakurusu ilaçlamasına işaret etti. Rapora göre, binanın birinci katında tespit edilen tahtakurusu nedeniyle pencereler bantlanarak ilaçlama yapıldı. Kullanılan ilacın gaz hâline geçerek üst katlara doğru yayıldığı, ikinci katta kalan Marlene ve Gianluca’nın dairesinde yoğun koku tespit edildiği belirtildi.

Kurul, “Kişinin ölümünün, tahtakurularını öldürmek amacıyla uygulanan ilaçların gaz hâline dönüşmesi ve bina içine yayılmasına bağlı zehirlenme sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği” görüşünü dile getirdi.

Raporda, kullanılan maddenin vücutta çok küçük moleküllere (metabolitlere) ayrılarak otopsi sırasında alınan doku örneklerinde iz bırakmadan kaybolabileceği, bu nedenle tespitinin son derece güç olduğu da vurgulandı.

Ev sahibinin ifadesi ve yeni soruşturma başlıkları

Ev sahibi Müzeyyen Erdoğdu, ifadesinde, “Ben ikâmet içerisinde herhangi bir ilaçlama gibi benzeri olayları asla görmedim, bu konular hakkında bilgim yoktur” dedi.

Adli Tıp raporunun ardından savcılık, su ya da suşiden kaynaklanan gıda zehirlenmesi ihtimalini geri plana çekti. Soruşturmanın odağı, binadaki tahtakurusu ilaçlamasını yapan şirket ile bu ilaçlamayı yaptıran komşulara kaydı.

Böylece dosya, İstanbul’da son dönemde gündemde olan diğer kimyasal zehirlenme iddialarıyla benzer bir tartışmanın parçası hâline geldi.

Ailenin avukatı: Şüpheler artık ilaçlama üzerinde

Marlene’nin ailesinin avukatı Ekim Hakeri, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, raporla birlikte dosyanın seyrinin değiştiğini belirtti:

Gündemdeki olayın benzeri bir durum var. Rapor gelince gıda zehirlenmesi şüphesi düştü, şimdi şüpheler ilaçlama üzerinde.

Savcılık, Adli Tıp raporu doğrultusunda ilaçlamanın yöntemi, tarihi, kullanılan kimyasalın türü ve sorumluluk zincirini aydınlatmak için hem ilaçlama şirketi hem de apartman sakinleri hakkında soruşturmayı derinleştiriyor.