Google Play Store Avrupadan Mobil Uygulaması
Menü

AVRUPADAN Youtube Video

Almanya'da kriz: Dev firma fabrika kapatıyor - 4 Eylül 2024 Oktan Erdikmen
Ekrem İmamoğlu özel röportaj: Oy vermek gurbetçilerin hakkı - Oktan Erdikmen
Almanya'da suça karışana sınır dışı - Haftanın Yorumu 44. Bölüm Oktan Erdikmen
12 Mart 2023 Pazar

Çalışmak ahmaklık mı?

Sosyal yardım alan insanlar, öncelikle bu yardıma ihtiyaç duymaz hale gelmek için tüm olanaklarını seferber etmelidirler. Çabalarına rağmen sosyal yardım olmadan geçimlerini sağlayamıyorlarsa, Anayasa’da tarif edildiği üzere ‘demokratik ve sosyal’ bir devlet olan Almanya, sosyal devlet olmanın gerekliliklerini tabii ki yerine getirmelidir. Ancak bu, kalıcı bir yaşam biçimine dönüşemez, dönüşmemelidir. Bu yardımların esas görevi, yardım alan kişinin en kısa zamanda kimseye muhtaç olmadan yaşar hale gelmesini sağlamaktır...

Çalışmak ahmaklık mı?

Geçtiğimiz günlerde ‘Çalışmak ahmaklık mı?’ isimli bir yazı okumuş, değerlendirmeleri dinlemiştim. Çalışmak, insanın emeğini satabileceği bir alan, bir iş yeri bulabilmesi demektir. İçinde yaşadığımız endüstri toplumlarında gerçekten bir şanstır çalışabilmek. 

Çalışmak için neler yapıyoruz düşünsenize; çocuklarımızı en iyi okullara göndermeye çalışıyor, iyi diplomalarla mezun olmaları için ek dersler aldırıyor, sırf eğitim için başka şehirlere, hatta başka ülkelere gönderiyoruz. 

Tüm bunların altında yatan ne? Aman çocuğumuz iyi bir eğitim alsın, iyi bir meslek öğrensin ki işsiz kalmasın. Ekmek parasını helalinden kazansın. 

Dünyanın her köşesinden, işçi ve insan haklarının daha iyi olduğu Avrupa'ya doğru insan akımı var! Niçin ? Yıllar önce işçi olarak Almanya'ya geliş sebebimiz ne? Çalışmak! 

Şimdi bunu böyle bir kenara koyalım ve asıl konuya gelelim: İnsana ‘Çalışmak ahmaklık mı?’ sorusunu sorduran haber ve açıklamalara… 

‘Sosyal yardım alan iki kişilik bir aile, çalışmasa bile şu kadar para alabiliyor’ Meseleye bu şekilde yaklaşmak, yardım almakla çalışmayı eşdeğer saymaktır. Bu böyle olabilir mi? Çalışarak aldığınız, alın teriyle kazandığınız para sizin hakkınız, diğeri ise bir yardımdır. 

Bu yardımın kimseye avuç açmadan, bir kağıtla başvurularak alınmış olması, bankaya iletilmesi, Alman Anayasası’nda yer alan ‘İnsan onuru dokunulmazdır’ prensibiyle açıklanabilir. 

Ancak İş ve İşçi Bulma Kurumu’na yapılan başvuru ile insan, o kuruma şunu söylemiş oluyor: ‘Ben işsizim; çalışmak istiyorum! Ben sağlıklıyım! Hadi bana iş bulun! İşsiz kalan bir insan, çalıştığı yıllarda işsizlik sigortasına düzenli para ödemiş olduğu için, yaşına göre 6 ila 24 ay işsizlik parası alma hakkına kesinlikle sahiptir. 

Sosyal yardım alan insanlar, öncelikle bu yardıma ihtiyaç duymaz hale gelmek için tüm olanaklarını seferber etmelidirler. Çabalarına rağmen sosyal yardım olmadan geçimlerini sağlayamıyorlarsa, Anayasa’da tarif edildiği üzere ‘demokratik ve sosyal’ bir devlet olan Almanya, sosyal devlet olmanın gerekliliklerini tabii ki yerine getirmelidir. 

Ancak bu, kalıcı bir yaşam biçimine dönüşemez, dönüşmemelidir. Bu yardımların esas görevi, yardım alan kişinin en kısa zamanda kimseye muhtaç olmadan yaşar hale gelmesini sağlamaktır. Onun içindir ki, işsizler, dil ve meslek kurslarına yönlendirilirler. 

Bütün dünyadan o kadar insan neden Avrupa’ya geliyor ya da gelmeye çalışıyor? Yardım almak için mi? 

Hayır! İnsanlar çalışmak istiyorlar ve iş arıyorlar. Yardım muhtaç olana verilir ve uzun süre sadece sosyal yardımla geçinen insanların Almanya gibi endüstri toplumlarında birçok sorun ile karşı karşıya kalması da kaçınılmazdır. Hayatını bu şekilde sürdürmek, aile içi geçimsizliklere, kuşaklar arası çatışmaya kişinin çocuklarının başarısızlığına sebep olabilir. 

Hiç çalışmayan ve yardımla yaşayan anne babaların çocuklarına ‘Evladım okula git, derslerini çalış, bir meslek eğitimi yap, işe git…’ deme şansı olabilir mi? Çünkü çocuklar, söyleneni değil gördüklerini yaparlar. Dolayısıyla anne babanın uzun süreli işsizliği, çocukların ilerideki yaşamlarını da olumsuz etkileyebilir. 

Tabii ki, çok istemesine ve çabalamasına rağmen hastalık veya sakatlık dolayısıyla çalışamayan da birçok insan var. Bu insanların insanca yaşayabilmesi temel bir hak, bunu sağlamak devletin görevidir. 

Ancak bu yardımları kötüye kullanıp bunu bir yaşam tarzı haline getirmek isteyenlere karşı gerekli önlemler alındığında devleti suçlayabilir miyiz?

Düşünün, bir insan her gün ne çok şey tüketiyor. Her gün yemek yiyor, bir kısmını israf ediyor, su, elektrik, doğal gazdan yararlanıyor, ayakkabı giyiyor, elbise giyiyor, tramvaya biniyor. Bütün bunları başkaları üretiyor. Yani bu kadar tüketebilen bir insan, kendisine şu soruyu niçin sormasın: ‘Ben bu dünyaya ne katkı sağlıyorum?’ 

Geri Dön 12 Mart 2023 Pazar Önceki Yazılar

ESKİ BÜLTENLER

Hoş geldiniz / Herzlich Willkommen
Ziyaretçilerin web sitemizi mümkün olan en iyi şekilde kullanmasını sağlamak için çerezler ve teknolojiler (araçlar) kullanıyoruz. Bize onay verirseniz, bir site ziyaretçisinin uç cihazında bilgi ve veri depolayan ve bunlara buradan erişen üçüncü taraf hizmetlerini kullanacağız. Veri koruma beyanımızdaki gelecek için geçerli olmak üzere, onayınızı istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz. Avrupadan'da kişisel verilerinizin işlenmesi, haklarınız ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği hükümlerine göre irtibat kurulacak kişiler hakkında bilgi veri koruma bildirimi altında bulunabilir: https://avrupadan.com/sayfa/datenschutz


Wir verwenden Cookies und Technologien (Tools), um den Besucher die optimale Nutzung unserer Webseite zu ermöglichen. Sofern Sie uns Ihre Einwilligung erteilen, werden wir Dienste von Drittenanbietern verwenden, die Informationen und Daten im Endgerät eines Seitenbesuchers speichern und dort abrufen. Sie können Ihre Einwilligung jederzeit mit Wirkung für die Zukunft in unserer Datenschutzerklärung widerrufen. Informationen über die Verarbeitung personenbezogener Daten bei Avrupadan, Ihre Rechte und Ansprechpartner gemäß den Bestimmungen der Datenschutzgrundverordnung finden Sie unter Datenschutzhinweis: https://avrupadan.com/sayfa/datenschutz
KABUL ET / ZUSTIMMEN
REDDET / ABLEHNEN