Lozan polisinde ırkçılık skandalı: Sekiz polis açığa alındı

Lozan Belediyesi, Savcılığın kendisine ilettiği belgelerle polis içinde iki gayriresmî WhatsApp grubunda ırkçı, antisemit, kadın düşmanı ve ayrımcı içerikler paylaşıldığını açıkladı. Gruplarda Nazizm ve Ku Klux Klan övgülerinin yanı sıra, dezavantajlı grupları hedef alan hakaretler de yer aldı.

Belediye, Savcılıktan gelen 2 bin 520 sayfalık belgeyi incelediğini, içerikte sistematik ayrımcılığa işaret eden çok sayıda mesaj ve görsel bulunduğunu duyurdu.

Nasıl ortaya çıktı?

Yazışmalar, 2018’de polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden Nijerya kökenli Mike Ben Peter’i anmak için yapılan bir grafitinin önünde poz veren polisle ilgili soruşturma sırasında gün yüzüne çıktı. RTS’nin yayımladığı bu fotoğraf, Lozan kamuoyunda daha önce de tartışmalara yol açmıştı.

Soruşturmalar genişletiliyor

Lozan Belediyesi ilk etapta 4 polisi görevden uzaklaştırdı. Ardından yapılan incelemelerle sayı 8’e yükseldi. Ayrıca Vaud kantonunda görev yapan bir polisin de aynı gruplarla bağlantısı saptandı. Böylece soruşturmalar kanton düzeyine de genişledi.

Belediye, disiplin sürecinin adlî soruşturmalarla paralel yürütüldüğünü ve yeni uzaklaştırmaların ihtimal dahilinde olduğunu açıkladı.

Reform süreci başladı

Belediye, polis teşkilatındaki kültürel sorunları çözmek için eski Neuchâtel kanton polisi komutanı André Duvillard’ı dış uzman olarak görevlendirdi. Reform planı kapsamında haftalık izleme, özel bir çalışma grubu ve insan hakları örgütleriyle işbirliği öngörülüyor.

Lozan Belediye Başkanı Grégoire Junod, “İnsan haklarına saygılı etkin bir polis teşkilatı kuracağız” derken, güvenlikten sorumlu belediye meclis üyesi Pierre-Antoine Hildbrand ise şeffaflık sözü verdi.

Toplumsal yankı

Skandal, Lozan’da polis kovalamacası sonrası scooter kazasında bir gencin ölümüyle patlak veren gerginliklerin ardından gündeme geldi. Kentte yıllardır tartışılan polis şiddeti ve ayrımcılık iddiaları, bu dosyayla birlikte yeniden alevlendi.

Uzmanlar, Lozan’daki bulguların İsviçre polisinde ilk kez bu ölçekte kurumsal bir ayrımcılık kültürünü gözler önüne serdiğini belirtiyor.