Aşırılığın tanımı değişiyor

İngiltere hükümeti, ülkenin demokratik değerlerini korumak amacıyla 'aşırılık' kavramına yeni bir tanım getirerek, şiddet, nefret ya da hoşgörüsüzlüğe dayalı ideolojileri destekleyen grupların kamu fonlarından yararlanmasını ve resmi yetkililerle görüşmesini engelleyecek önlemler aldı. Bu yeni tanım, Yerel Yönetimler, İskan ve Topluluklar Bakanı Michael Gove tarafından İngiltere'nin Avam Kamarası'nda açıklandı ve Başbakanlık ofisi, hangi grupların bu tanıma uygun olduğunun detaylı bir listesinin ilerleyen haftalarda kamuoyuyla paylaşılacağını duyurdu.

Söz konusu karar, Başbakan Rishi Sunak'ın, daha önce aşırılığı, 'demokrasiye yönelik bir tehdit' olarak nitelendirip gençleri radikalleştirme ve toplumlar arası kutuplaşmayı artırma potansiyeline dikkat çekmesinin ardından geldi. Yeni tanıma göre aşırılık, temel hak ve özgürlükleri yok etmeyi, İngiltere'nin liberal parlamenter demokrasisini zayıflatmayı, devirmeyi veya değiştirmeyi amaçlayan ya da bu tür sonuçlara zemin hazırlayan ideolojilerin desteklenmesi veya ilerletilmesi olarak ifade ediliyor. Hükûmet, bu tanımın 2011'de getirilen bir önceki tanımdan 'daha dar ve net olduğunu' vurguladı.

Michael Gove, İslamcılık ve Neo-Nazi ideolojilerini desteklediği şüphesiyle incelenecek beş grubun isimlerini paylaştı ve bu grupların, İngiltere'nin değerlerine yönelik tehdit oluşturduğunu belirtti. Aşırılık yanlısı olarak nitelenen gruplar, hükûmetin bu kararına karşı yargısal inceleme yoluyla itiraz edebilecek.

Bu tanımın duyurulmasıyla birlikte, toplumun çeşitli kesimlerinden farklı tepkiler geldi. Bazıları, bu adımın 'ifade özgürlüğüne ve bireylerin demokratik haklarına müdahale' edebileceğini savunurken, diğerleri bu önlemin 'demokratik değerleri koruma adına gerekli' olduğunu düşünüyor. Aşırılığın siyasallaşması ve bölünmelerin artması gibi endişeler de dile getirildi.

Bu girişimin, özellikle İsrail ile Filistin arasındaki son çatışmaların ardından yaşanan aşırılık dalgasıyla mücadelede ortaya çıkan ihtiyaca yanıt olarak geliştirildiği belirtildi. Eleştirilerin bir kısmı, bu tür bir tanımın toplumda daha fazla bölünmeye yol açabileceğine ve bazı grupların faaliyetlerini daha da gizli yürütmesine neden olabileceğine dair endişeleri içeriyor. Özellikle muhalefetteki siyasi figürler ve sivil toplum kuruluşlarından gelen eleştiriler, yeni tanımın uygulanmasının karmaşık sonuçlar doğurabileceğini işaret ediyor.