AVRUPADAN Youtube Video
Yiğit Günal yazdı... Dikkat Dikkat!
"Şimdilerde bir moda var; aynı anda birkaç işi yapmak. Bu bir marifet olarak görülüyor. İngilizce'de de "Multitasking" deniyor. Hepimiz biraz mecbur kalıyoruz aynı anda bir şeyler yapmaya. Ama bilim diyor ki; bu bir marifet değil!"
Nice bilimsel araştırmalar yapılmış, nice emekler harcanmış ve uzun yıllar süren çalışmaların sonunda ortak bir karara varılmış; Dikkatimizi çalıyorlar!
Metis yayınlarından çıkan Johann Hari'nin "Çalınan Dikkat" isimli kitabı aslında bu yazıyı yazmama vesile oldu. Fiziksel ve zihinsel yorgunluklar, uzun süre konsantre olamama sorunları ve hiçbir şeye yetişememe hissi... 10 arkadaşınıza sorsanız muhtemelen 7-8 tanesi bu sorunlardan yakınacaktır. Hatta belki de hepsi... Peki, sebepleri nedir bunların ve çözümü var mıdır?
Yaklaşık 300 sayfalık kitapta bu konuları derinlemesine ele alıyor Johann Hari. İlgisini çekenler mutlaka göz atmalı. Ama biraz özetlemek gerekirse başlıca sorunlarımız belli;
Gelişen teknoloji ve bildirimler...
Şimdilerde bir moda var; aynı anda birkaç işi yapmak. Bu bir marifet olarak görülüyor. İngilizce'de de "Multitasking" deniyor. Hepimiz biraz mecbur kalıyoruz aynı anda bir şeyler yapmaya. Ama bilim diyor ki; bu bir marifet değil! Bu şekilde herhangi bir şeye tam olarak konsantre olamazsınız, veriminiz düşer. Kitap okurken gelen bildirimden dolayı telefona 2 saniye bakmanız ve geri dönmeniz hâlinde sadece 2 saniye mi kaybediyorsunuz? Hayır... Kitaba geri döndüğünüzde beyninizin yeniden oraya odaklanması da ayrı bir zaman alıyor. Odaklansa bile yeniden tam odaklanmaya geçmesi belki 10-15 saniye daha demek. Minicik bir kaçamak bakış bile size ciddi zamanlar kaybettiriyor. Zaman haricinde verim de düşüyor.
Teknoloji müthiş bir fayda sağlarken farkında olmadan dikkatimizi çalarak küresel çapta bizi istediği gibi yönlendiriyor. Ne görürsek onu almak istiyoruz, dikkatimizi ihtiyacımız olmayan bilgilerle bozuyoruz. Örneğin bir yazı yazarken öylesine telefona baktığımızda Instagram akışımızda bir haber görüyoruz; "Yeni Zelanda'da bir kadın 300 metreden suya atladı." Hiç ihtiyacımız olmayan bu bilgi yüzünden akış kesiliyor. Beynimiz bu bilgiyi işliyor ve belki saklıyor. Bunlarla uğraşırken de verimi düşüyor. Bütün bunların neticesinde ise olanlar; işlerin yetişmemesi, anlamsız bir huzursuzluk hali, okunması gereken kitapların hep beklemesi, geçmeyen bir yorgunluk ve sürekli erteleme. Kendimizin en iyi, en sağlıklı versiyonunu yaratırken bir yakıta ihtiyacımız var. Bu yakıtın adı "Dikkat"! Dikkatimize sahip çıkmasını öğrenirsek, dikkatimizi çalan teknolojiyi daha kontrollü kullanırsak tüm bunlardan büyük ölçüde kurtulabiliriz. Bireysel olarak yapabileceklerimiz sınırlı. Küresel çapta oluşan bu sisteme %100 karşı gelmek neredeyse imkansız. Ama veriminizi %20 oranda arttırmak bile hayatınızda inanılmaz olumlu gelişmelere sebep olabilir.
Çözüm bir ilaç değil, çözüm telefon, internet kullanmamak değil. Çözüm; Farkındalık!
Herkesin dikkati hırsızı farklı olabilir. Farkında olursak daha az dikkat çaldırabiliriz ve daha çok şey yapabiliriz. Yoga, meditasyon gibi şeyler birkaç el hareketi ve bol kıyafetler demek değil aslında, yavaşlamak demek... Yavaşlarsanız farkındalığınız artar ve dikkatinizin çalınması güçleşir. Bu gibi yavaşlama yöntemlerinden destek alabilirsiniz. Belki sadece tek başınıza bir yürüyüş de olabilir bu. Sizi yavaşlatan ne ise onu bulun!
Çok kafa yormamıza da gerek yok. Bilim insanları yüzyıllardır her şeyi düşünmüş, her sorunu tecrübe etmiş, analiz etmiş ve çözümler üretmiş. Bunlara ulaşmak, okumak, denemek yeterli.
Unutmayın yaşadığınız hastalık ya da sorunu ilk yaşayan siz değilsiniz. Son yaşayan da siz olmayacaksınız. Yüzümüzü bilime dönelim yeter...
Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli insanlarından birinin sözüyle bitirelim;
"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir." Mustafa Kemal Atatürk
Geri Dön 06 Ağustos 2023 Pazar Önceki Yazılar