BioNTech Alman rakibini satın alacak

Almanya merkezli biyoteknoloji şirketi BioNTech, uzun süredir rekabet içinde olduğu CureVac’ı 1,25 milyar dolar değerinde BioNTech hissesi karşılığında satın almayı kabul etti. BioNTech’ten yapılan açıklamada, satın almanın özellikle mRNA tabanlı kanser immünoterapilerinin araştırılması, geliştirilmesi ve ticarileştirilmesini hızlandırmayı amaçladığı vurgulandı.

CureVac’ın ABD borsasında işlem gören hisseleri için BioNTech’in hisse başına 5,46 dolar teklif ettiği, bu rakamın son üç aylık ortalamanın yüzde 55 üzerinde olduğu belirtildi. Onaylanması hâlinde CureVac tamamen Mainz merkezli BioNTech bünyesine katılacak ve şirket adı tarihe karışacak.

“Kanser tıbbının geleceğine yatırım”

BioNTech CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, “Bu satın alma, bizim için kanser tıbbının geleceğine yapılan stratejik bir yatırım” ifadesini kullandı. Şahin, CureVac’la bir araya gelerek birbirini tamamlayan teknolojileri birleştirmeyi ve çeşitli kanser türlerine karşı yeni tedavi standartları geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

CureVac CEO’su Alexander Zehnder ise “20 yılı aşkın süredir her iki şirket de benzer hedefler peşinde koştu. Şimdi bilimsel uzmanlık ve teknolojilerimizi bir çatı altında birleştiriyoruz” dedi.

CureVac, Covid döneminde umut olmuştu ama aşı çıkaramamıştı

BioNTech, 2020 yılında ABD'li Pfizer ile birlikte geliştirdiği Covid-19 aşısıyla tüm dünyada adını duyurmuştu. Aynı dönemde CureVac da Almanya’nın en umut verici mRNA aşı geliştiricilerinden biri olarak görülüyordu. Hatta ABD’nin şirketi satın alma ihtimali gündeme gelmiş, ardından Alman hükûmeti 300 milyon avroya CureVac’ın yüzde 23 hissesini alarak müdahale etmişti. Ancak CureVac, mali desteğe rağmen Covid-19 aşısı geliştirmeyi başaramamıştı.

Haziran ayında ikinci büyük hamle

CureVac’ın satın alınması, BioNTech için Haziran ayındaki ikinci büyük stratejik adım oldu. 2 Haziran’da şirket, ABD’li ilaç devi Bristol Myers Squibb (BMS) ile, BioNTech’in geliştirmekte olduğu kanser ilacı için toplamda 11,1 milyar dolara kadar ödeme öngören bir ortaklık anlaşmasına imza atmıştı. Bu iş birliği de kanser tedavilerine odaklanan mRNA temelli yeni nesil ilaçların önünü açması açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.