AVRUPADAN Youtube Video
Avrupa’ya 50 avro ile geldi, 2 fabrika aldı
Almanya’ya cebinde sadece 50 avroyla gelen Şahin Arslan, 20 yılda nasıl 2 fabrika aldığını AVRUPADAN’a anlattı. Şahin “Nerede olursa olsun, dürüst ve çalışkansanız fırsatlar bir şekilde önünüze çıkıyor” diyor.
Cebinde 50 avroyla Almanya'ya gelip şimdi iki fabrikaya sahip olan Şahin Arslan, yaşadıklarını Avrupadan'a anlattı.
Ticaretle iç içe büyüyen bir çocuk
Aslında biz aileden ticaretle iç içeyiz. Dedem ve babam ticaretle uğraşırdı. Ben de çocukluğumdan beri onların yanında ticaretin içinde yer aldım. Tabii ticaret yapanlar bilirler. İşler her zaman istediğiniz gibi gitmez. Böyle bir dönemde, biz de sıfırdan Almanya’ya gelerek yeni bir maceraya başladık.
Ben Türkiye’de Atatürk Üniversitesi Kimya bölümünü bitirmiştim. Ancak Almanca bilmediğim için başlarda ne iş olsa yapmak zorundaydım. Restoranlarda çalıştım. Bulaşık yıkadım. Bir süre sonra, paket dağıtım işine girdik. Ağabeyimle beraber Frankfurt’ta paket dağıttık. Hep bir zorluk ve sıkıntı vardı. Ama yavaş yavaş para kazanabildiğimizi gördük. Artık temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorduk.
Paket işinde komik bir anımız var. İşin sorumluluğunu bize öyle bir aşılamışlar ki, bir gün paketleri dağıttık, günün sonunda listeye bakıp kontrol ettik. Baktık ki listede bir paket eksik.
Her yeri kontrol ettik ama bulamadık. O paket gece rüyama girdi ve uyanır uyanmaz ağabeyime yerini söyledim. Sabah da ilk iş olarak onu gidip aldık.
Yeniden üniversiteye kaydoldu
Bir süre sonra, Almancamın Almanya’ya entegre olabilmek için yeterli olmadığına karar verdim. Tekrar Frankfurt Üniversitesi’nin hazırlık sınıfı için başvurdum.
İyi bir arkadaşım olan Merdan Çiftçi’nin de desteği ile sınavı kazandım. Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde bir yıl Almanca eğitimi aldım. Almanca sınavını geçtikten sonra Ekonometri bölümüne kayıt oldum. Ama içimde hep ticaret aşkı vardı.
Ekonomik gücüm yoktu, dil yeterli değildi, şartları bilmiyordum. Babamın Türkiye’deki ticaret ilişkilerinden yararlandım. Biz Iğdırlıyız.
Bir gün babam beni, İran’dan gelen Azerbaycan Türkleri ile Hollanda'ya gönderdi. Oradaki vasfım sadece şöförlüktü. Hacı Ali, sağ olsun hala çok iyi ilişkilerim vardır. Onu Hollanda'ya götürmem gerekiyordu. Yol boyunca çok sohbet etme fırsatımız olmadı ama ben hep bir şeyler öğrenmenin, sormanın peşindeydim. Hollanda’da hidrolik ile alakalı bir şeyler araştırdığını gördüm. Kendim de üniversiteye başlamıştım. “Destek olabileceğim bir şey var mı?” diye sorduğumda, “Olabilir” dedi.
Aslında öğrenci olarak çalışacaktım ama iki üç ay sonra işe o kadar hevesliydim ki okula vaktim kalmamaya başladı. Üstelik hem okuyup hem çalışmak çok zordu. Bazı günler yiyecek alabilmek için bile zorlanıyorduk. Ve okulu bırakıp tamamen ticaretle uğraşmaya başladım.
Komşu fabrikayı satın aldı
Bir süre sonra, yeni arayışlara girdim. Kendi performansımdan memnun değildim bu nedenle başka neler yapabilirim diye araştırmaya başladım. İnşaat sektöründe yatırımlar yaptım.
Tabii çok kredi çekme şansım yoktu, yeni başlamıştım. Fazla da birikimim olmadığı için küçük yatırımlarla bir yol katettim.
O esnada, komşumuz olan palet fabrikasının sahibi, iş yerlerini bana devretmeyi teklif etti. Kredisini çıkarabilir miyim diye çok düşünmeden, “Tamam” dedim. “Almak istiyorum”.
Ama bu işi tek başıma da yapamayacağımı farkındaydım. Ağabeyim Aras, Münih’ de yaşıyordu, küçük kardeşim Serdar zaten yanıma gelmişti. Beraber ailecek bu yükün altından kalkabileceğimizi düşünerek, palet fabrikasına talip olduk ve bundan üç sene önce o fabrikayı satın aldık.
Üç ay önce de, ikinci bir palet fabrikası satın aldık. Hidrolik işimiz devam ediyor. Palet üzerine farklı projelerimiz de var. Ailece, büyük bir hevesle işimizi geliştirmeye gayret ediyoruz.
Etrafınızdaki firmaları alabilirsiniz
Benim buradaki Türklere tavsiyem etraflarındaki firmaları satın alabileceklerini düşünerek hareket etmeleri. Almanya’da birçok fabrika sahibi çok yaşlandı. Bir kısmının mirasçısı yok. Bir kısmının çocukları artık bu işi devam ettirmek istemiyor.
Bu işin çok fazla çalışanı, yatırımı var diye düşünmesinler. Yeter ki insan kendinde de o ışığı görsün, “Ben bu işi yapabilirim” desin. O merak kendisinde oluşsun. Genç olsun, yaşlı olsun bence ticarette hiçbir zaman sınır yok. Her yaşta ticarete başlayabilirsiniz. Ancak ticaret yapmak istiyorsanız çalışkan ve samimi olmalısınız. Bunu hiçbir zaman unutmamak lazım.
Geri Dön 20 Ocak 2023 Cuma Önceki Yazılar