İngiltere'de bu hafta neler yaşandı?

Londra’da Tommy Robinson’ın “Konuşma Özgürlüğü Festivali”ne 110–150 bin kişi katıldı; güzergâh dışına taşan kalabalık ve karşı eylemlerle polisle çatışmalar çıktı. 26 polis yaralandı, 25 kişi gözaltına alındı. Başbakan Starmer, barışçıl protesto hakkını savunurken polis saldırılarına sıfır tolerans mesajı verdi. Mitinge çevrim içi bağlanan Elon Musk’ın “yönetim değişmeli” çıkışı tepki çekti ve hükümet tarafından “uygunsuz” bulundu.

Trump ziyareti: Kraliyet protokolü, Epstein gölgesi, gözaltılar

ABD Başkanı Trump, Kral III. Charles ve Başbakan Starmer’la görüşmeler içeren iki günlük resmi ziyaret için Londra’ya geldi. Windsor’da Trump–Epstein görüntülerinin yansıtıldığı projeksiyon eylemleri sonrası 4 kişi gözaltına alındı; Londra’da da geniş çaplı protestolar planlandı. Ziyaret, ABD Büyükelçisi Mandelson’un Epstein bağlantısı nedeniyle görevden alınmasının hemen ardına denk geldi ve tartışmaları büyüttü.

Polis cephesinde baskı: Grev oylaması kapıda

Metropolitan Police’te 6.500 sivil personel, polis memurlarına tanınan Londra ek ödeneğinin kendilerine verilmemesi gibi eşitsizlikler nedeniyle grev oylamasına gidiyor. Sendika, “One Met” söyleminin lafta kaldığını savunuyor. Hafta boyunca yoğun gösteriler ve Trump ziyareti için sahada görev yapan 1.600 polis gerçeği, kurumdaki gerilim ve iş yükünü de görünür kıldı.

Savunma ve istihbarat: Doğu kanatta devriye, “Sessiz Kurye” yayında

Londra, Rus İHA ihlallerinin ardından NATO’nun Doğu Nöbetçisi kapsamında Typhoon’ları Polonya hava sahasında devriyeye gönderiyor; Danimarka, Fransa ve Almanya ile ortak devriye planlandı. Öte yandan MI6, muhbirlerle güvenli temas için “Sessiz Kurye” adlı gizli mesajlaşma kanalını İstanbul’da tanıttı; platform, kimliği gizleyerek bilgi aktarmak isteyenlere teknik güvenlik rehberiyle açıldı.

Özelleştirmenin bilançosu: Yük halka, temettü hissedara

Enerji, su, ulaşım ve postada 1990’lardan beri süren özelleştirme dalgasının, hissedarlara en az 193 milyar sterlin temettü aktarırken hanehalkına yüksek fatura ve düşük hizmet olarak döndüğü raporlandı. Su şirketlerinde borç/temettü dengesizliği, artan kanalizasyon deşarjları; enerji dağıtımında yüksek kâr marjları; demiryolunda kamu sübvansiyonlarına rağmen temettü aktarımı eleştiriliyor. Kamulaştırma yeniden kamuoyunda güçlü destek bulurken hükümet ve sektör “yatırım planları ve düzenleyici frenler”e işaret ediyor.