Hitler'in doğduğu ev Avusturya’yı ikiye böldü

Ancak sivil toplum örgütleri ve derneklerin binanın akıbetiyle ilgili fikir ayrılığı yaşadığı ortaya çıktı. Halkın büyük bir kısmı da buna kesinlikle karşı çıkarken, hükûmet söz konusu evi Neonazilerin kutsandığı bir mekân olmaktan çıkarmak istediğini bildirdi. 

Film yapımcısı Günter Schwaiger, Hitler’in evini, Nasyonal Sosyalizm kurbanlarının yüzüne atılmış bir tokat olarak nitelendirdi ve polis merkezi yapılmasının yanlış olduğunu ifade etti, “Hitler'in evi, insanları başka hiçbir yerde olmadığı kadar geçmişle yüzleşmeye zorluyor" dedi. 

"Hitler'in Evi Hakkında Fikir Alışverişi" adlı sivil toplum girişimi ise polisin, Nazi Almanyası dönemindeki rolünün olumsuz olduğuna işaret ederek, karara karşı çıktı. Girişim tarafından yapılan anketlerde halkın yüzde 52’si evin hoşgörü ve barış konularıyla ilgilenen bir kuruma verilmesi gerektiğini, yüzde 23’ü yıkılması gerektiğini, sadece yüzde 6’sı ise polis merkezine dönüştürmenin doğru olduğunu ifade etti. 

Viyana Yahudi Cemaati Başkanı Oskar Deutsch ise DW’ye verdiği röportajda, evin aşırı sağcıların ziyaret ettiği bir yer haline gelmemesi gerektiğini söyledi, "Nasyonal Sosyalist akımların yeniden canlanmasını önlemenin polisin görevi olduğu unutulmamalı" diye konuştu. 

Bina, Avusturya'nın 1938'de Alman İmparatorluğu'na katılmasının ardından, Nazi partisi tarafından satın alınarak, kültür merkezi haline getirilmişti. Savaşın ardından bina, eski sahipleri tarafından geri alınmıştı. Devlet o zamandan bu yana yapıyı, kütüphane, eğitim ve son olarak engelli bireyler için atölye olarak kullandı. Bina, 2011 yılından beri ise boş durumda.