Bavyera’dan ‘Big Brother’ atağı

Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU), mevcut güvenlik kameralarını kullanarak gerçek zamanlı yüz tanıma teknolojisini hayata geçirmeyi planlıyor. AB yasalarına göre canlı yüz tanıma prensip olarak yasak, ancak istisnai durumlar için izin verilebiliyor.

Herrmann, ciddi suçları önlemek ve araştırmak amacıyla kamu alanlarında yapay zeka destekli yüz tanıma sistemlerinin kullanılmasını öneriyor. Tren istasyonları ve büyük meydanlardaki mevcut kameraların bu amaçla kullanılabileceğini belirten Herrmann, veri koruma konusunda bir sorun görmediğini ifade etti.

Eşleşmeyen görüntüler hemen silinecek

Herrmann, canlı yüz tanıma sistemiyle mevcut suçluların fotoğraflarının karşılaştırılacağını ve eşleşmeyen görüntülerin hemen silineceğini söyledi. Eşleşme olduğunda ise polisin durumu doğrulamak için kontrol yapacağını, çünkü yazılımın hata yapabileceğini belirtti.

Faeser: Sınırlı durumlarda mümkün

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD), Avrupa yasalarına göre gerçek zamanlı yüz tanımanın kullanımının sadece sınırlı durumlarda mümkün olduğunu vurguladı. Trafik ışığı koalisyonu da koalisyon anlaşmasında, video gözetimi ve biyometrik kayıtların izleme amacıyla kullanımına karşı çıkmıştı.

Bavyera Veri Koruma Yetkilisi Thomas Petri ise bu tür bir yüz tanıma sisteminin tüm tren istasyonlarında ve halka açık yerlerde uygulanmasına anayasal kaygılarla karşı çıktı. Petri, bunun halka açık alanlardaki tüm insanların temel haklarına ciddi bir müdahale olacağını belirtti.

Big Brother nedir?

"Big Brother" deyimi, George Orwell'in 1949 yılında yayımlanan "1984" adlı romanından geliyor. Bu roman, distopik bir gelecekte, devletin bireylerin hayatını tamamen kontrol ettiği ve sürekli gözetim altında tuttuğu bir toplumu konu alıyor. "Big Brother" (Büyük Birader), bu gözetimci devleti temsil eden bir figür ve sürekli olarak "Big Brother is watching you" (Büyük Birader seni izliyor) sloganıyla hatırlatılıyor.

Günümüzde "Big Brother" deyimi, hükûmetlerin veya büyük organizasyonların bireyleri izlediği, kontrol ettiği veya gizliliklerini ihlâl ettiği durumları ifade etmek için kullanılıyor. Özellikle, aşırı gözetim, veri toplama, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması gibi konularla ilgili eleştirilerde bu deyim sıklıkla dile getiriliyor.