Almanya'da bu hafta neler yaşandı?

Almanya'da bu hafta gündem oldukça hareketli geçti. İsrail-Filistin çatışmaları merkezinde yapılan ırkçılık ve göç tartışmaları, işçilerin ekonomik talepleri, artan solunum yolu hastalıkları ana gündem maddeleri oldu.

Solunum yolu hastalıkları pandeminin bile üzerinde

Almanya'da bu yıl solunum yolu hastalıkları vakalarının sayısında ciddi bir artış kaydedildi. Robert Koch Enstitüsü'nün verilerine göre, bu sene, şu ana kadar, 2011'den bu yana en yüksek hastalık sayısına ulaşılan yıl oldu. Her 100 kişiden 8'i hasta oldu. Pandeminin zirve dönemlerinde bile, solunum yolu hastalıkları indisansı daha düşüktü. Yılın 43’üncü haftasında 100 bin kişide görülen vaka sayısı 2020'de 3 bin 428, 2021'de 6 bin 88 ve 2022'de 6 bin 303 idi. Şimdiyse bu oran 100 bin kişide 8 bini aştı.

Pistorius’a kendi partisinden tepki

SPD'li Savunma Bakanı Boris Pistorius, Almanya'nın savaş tehdidi altında olduğunu ve ordunun savaşa hazır hâle getirilmesi gerektiğini söyledi. Kendi partisinden Pistorius'a tepki geldi.

SPD Meclis Grubu Başkanı Rolf Mützenich, ‘savaşabilir ve savaşa hazır durumda olmak’ ifadesini benimsemediğini söyledi. Bu gibi ifadelerin daha çok karmaşıklık yarattığını belirten Mützenich, ‘sosyal çatışmaları da körükleyebileceği’ uyarısında bulundu.

Berlin'de okullarda Orta Doğu savaşı endişesi

Berlin'de sonbahar tatilinin ardından öğrenciler bu hafta ders başı yaptı. Ancak eğitimciler, Orta Doğu'daki savaşın okullara sıçramasından endişeli.

Eğitimcilerin bu endişesini dile getirmesinden kısa bir süre sonra, okullarda ciddi bir şiddet sarmalı başladı. Hamburg’da iki okulda silahlı tehdit ihbarı yapıldı. Öğretmenlere silah çekerek tehdit eden çocuklar gözaltına alındı. Silahlar oyuncak çıktı.

Badem-Württemberg'de ise 15 yaşındaki bir çocuk okulda sınıf arkadaşını başından silahla vurarak öldürdü. Okulun, öğrenme güçlüğü çeken özel öğrencilere yönelik olduğu ve saldırgan ile kurban arasında kişisel husumet bulunduğu belirtildi.

Göç Zirvesi’nden uzlaşma çıktı

Almanya’da aylardır süren tartışmaların ardından federal hükûmet ile eyaletler, göç krizinin mali yükünün paylaşılması konusunda uzlaştı. Anlaşmaya göre, federal hükûmet, Ocak 2024'ten itibaren federal eyaletler tarafından kabul edilen her sığınmacı için 7 bin 500 avro ödeyecek. Eyaletler ise sığınmacı başına 10 bin 500 avro talep etmişti.

Muhalefet partileri ise bu anlaşmadan memnun değil. Sağ görüşlü CDU/CSU anlaşmayı yetersiz bulurken, Sol Parti ise anlaşmanın mali yükünün sıradan vergi mükelleflerine yükleneceğini söyledi. Sol Parti Meclis Grubu Başkanı Dietmar Bartsch, "Artan maliyetler artık süper zenginlerin sırtına yüklenmeli" dedi.

Göç tartışmalarının ateşi sönmüyor

Sol Parti'den ayrılarak kendi partisini kurmaya hazırlanan Sahra Wagenkencht, "Almanya'nın artık göçmenlere yeri yok, 1 numaralı varış noktası olmaya hazır değil" dedi.

Koalisyonun liberal sağ kanadı FDP'nin Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki, 'paralel toplumların önüne geçmek' için, yüzde 25’lik ‘bölgesel göçmen kotası’ teklif etti. FDP'li politikacı, "Bugün Almanya sokaklarında gördüklerimiz, paralel toplumların sonucudur. Bu paralel toplumlar insanların anlaşılır bir şekilde belirli mahallelerde bir araya gelmesi nedeniyle oluştu" dedi

Bild gazetesi adına INSA araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen ankete göreyse, Almanların büyük bir çoğunluğu trafik ışığı hükûmetinin göç politikasından memnun değil. Katılımcıların yüzde 78'i, Alman şehir ve belediyelerinin artık daha fazla sığınmacıyı barındıracak kapasitede olmadığına inanıyor. Ankete katılanların yüzde 63'ü ise daha sıkı sınır dışı politikaları savunuyor.

Irkçılık artıyor

Özellikle 7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın düzenlediği operasyonun ardından, Almanya’da ırkçılık yeniden yükselişe geçti. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Sekreteri Eyüp Kalyon, Almanya'da yılın başından bu yana camilere yönelik 81 saldırı düzenlendiğini, bunların yarısının İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların başladığı 7 Ekim'den itibaren gerçekleştiğini söyledi.

Yahudi cemaatleri de antisemitist olayların ciddi biçimde arttığını belirtti. 9 Kasım 1938’de, Yahudilere yönelik düzenlenen saldırıların (Kristal Gece) 85’inci yıldönümünde konuşan İçişleri Bakanı Nancy Faeser, antisemitizmle mücadelede yeni yasaklar gelebileceğinin sinyalini verdi. Faeser, “İsrail’in kesin bir şekilde yanındayız. Almanya demokrasisi kendisini savunuyor. Başka yasaklar üzerinde çalışıyoruz” dedi.

CSU lideri Markus Söder de çifte vatandaşlığı olup da İsrail bayrağı yakanların gelecekte Alman vatandaşlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Irkçılık bununla da sınırlı kalmıyor. Almanya'da yapılan son araştırma, kurumsal ırkçılığı gözler önüne serdi. Rapora göre; en çok siyahlar ve Müslümanlar ayrımcılığa uğruyor ve Türk ismi taşıyanlar hastanelerden daha zor randevu alıyor.

Deutschlandticket'ta anlaşma sağlandı ama geleceği belirsiz

Federal hükûmet ve eyalet hükûmetleri, 2024'te de Deutschlandticket'i devam ettirme konusunda anlaştı. Ancak, biletin fiyatının artabileceği ve ek mali destek gerekebileceği belirtiliyor. FDP'li Federal Ulaştırma Bakanı Wissing, eyaletler toplantısında alınan kararlarla tüm mali konuların açıklığa kavuşturulduğu söyledi. Ancak, biletin geleceği için belirsizlik devam ediyor.

Öğrenciler borç tuzağına düştü

Kalkınma Bankası KfW, öğrenci kredilerindeki faiz oranlarını yüzde 9,01'e yükseltti. Birçok kesimden faiz artışına tepki var.

SPD Meclis Grubu, faiz artışının geri çekilmesi çağrısında bulundu. Grup sözcüsü Oliver Kaczmarek, "Öğrencilerin mali sıkıntı yaşamaması için KfW'yi, alternatif çözümleri incelemeye çağırıyoruz" dedi.

Alman Öğrenci Birliği de faiz artışını eleştirdi. Başkan Matthias Anbuhl, faiz oranının yüzde 9,01'e yükseltilmesini 'sosyopolitik skandal' olarak niteledi. 

Birlik (CDU/CSU) ise, federal hükûmeti son dört yıl içinde eyaletten KfW kredisi alan 85 bin öğrenciyi yüz üstü bırakmakla suçladı. Birlik Meclis Grubu Eğitim Politikaları Sözcüsü Thomas Jarzombek, "Gençler haberleri olmadan faiz tuzağına düştüler" dedi.

Eczaneler kepenk indirdi

Almanya'nın kuzeyindeki eyaletlerde eczacılar; ilaç kıtlığı, personel eksiği ve 20 yıldır artmayan sabit ücretlere karşı çarşamba günü kepenk indirdi. Eczaneler, en son 2013'te ayarlanan 'sabit ücret' düzenlemesinin enflasyona karşı güncellenmemesini eleştirerek; ilaç başına 8,35 avroluk sabit oranının, 12 avroya çıkarılması ve maliyet artışlarına göre düzenli olarak ayarlanmasını talep ediyor.

Pazarlıklar başladı: Noel’de grev tehdidi

Deutsche Bahn'da makinistler ile işveren arasında pazarlıklar başladı. İşveren tarafı, Noel'de olası bir grev tehdidini ortadan kaldırmak için teklif yaptı. Teklif, sendikanın talebinin altında. Makinistler sendikası (GDL), taleplerinin karşılanmaması hâlinde, ‘süresiz grev’ için oylama yapabileceklerini söyledi.

Frankfurt’a 20 kilometre sınırı

Frankfurt’ta, aralık ayı başından itibaren şehir içinde belirli bölgelerde, kademeli olarak hız sınırının saate 20 kilometreye düşürüleceği bildirildi. Uygulamanın, ilk olarak Frankfurt Menkul Kıymetler Borsası çevresinde başlayacağı kaydedildi.