Merz mahkeme kararını kabul etmiyor

Berlin İdare Mahkemesi, Polonya üzerinden Almanya’ya giren üç Somalili sığınmacının, iltica başvurusu yapmalarına rağmen aynı gün sınır dışı edilmelerinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme kararında, Dublin Sözleşmesi prosedürleri tamamlanmadan yapılan geri gönderme işleminin geçersiz olduğu vurgulandı. Ayrıca, ulusal güvenliği gerekçe göstererek bu sürecin devre dışı bırakılamayacağı belirtildi.

Merz ve Dobrindt: Sert tutum sürecek

Karara rağmen Başbakan Friedrich Merz ve Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, sınırlarda geri çevirme uygulamasını sürdüreceklerini açıkladı. Merz, “Karar manevra alanını daraltıyor olabilir ama Avrupa’nın dış sınırları etkin biçimde korunana kadar iç sınır kontrolleri sürecek” dedi.

Dobrindt ise, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 72'nci maddesini işaret ederek, “İç güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle istisnalar mümkündür. Şu anda geri çevirme uygulamasında hiçbir değişiklik olmayacak” ifadelerini kullandı. Ayrıca, düzensiz göçün sağlık, eğitim ve altyapı sistemlerini aşırı yüklediğini savundu.

Koalisyon ortaklarından ve muhalefetten sert tepki

SPD’li Federal Adalet Bakanı Stefanie Hubig, mahkeme kararına uyulması gerektiğini vurgulayarak, “Almanya bir hukuk devletidir. Mahkeme kararları bağlayıcıdır” dedi. SPD Meclis Grubu Başkanı Matthias Miersch de genel ret uygulamasının artık mümkün olmadığını ifade etti ve “Önce sığınma prosedürünün hangi ülkede yürütüleceği belirlenmelidir" diye konuştu.

Yeşiller ve Sol Parti: Karar, Merz’e tokat gibi

Yeşiller Meclis Grubu Eş Başkanı Haßelmann, mahkeme kararının Merz’e “tokat gibi indiğini” söylerken, Dobrindt’e karşı SPD’nin daha net bir tutum alması çağrısında bulundu.

Sol Parti lideri Jan van Aken ise hükûmeti, kamuoyu tepkisini azaltmak için göçmenleri günah keçisi ilan etmekle suçladı. Rheinische Post’a konuşan Aken, “Hükûmet, nefret söylemiyle yasayı ihlal ediyor. Bu toplumun çoğunluğuna karşı politika yürütmenin üstünü örtemezler” dedi.

Avrupa Adalet Divanı'na taşınabilir

Adalet Bakanı Hubig, Berlin mahkemesinin sınırlardaki uygulamaların Avrupa hukukuna tamamen aykırı olup olmadığını netleştirmediğini, bu konuda son sözün Avrupa Adalet Divanı’na ait olacağını belirtti. Ancak Berlin kararının, Almanya’daki sığınma politikasında ciddi bir dönüm noktası olabileceği değerlendiriliyor.