Söder’den sınır kontrollerine destek: Bu sadece başlangıç

Almanya’da yeni hükûmetin göreve başlamasıyla birlikte kara sınırlarında uygulamaya konulan sıkı kontroller kamuoyunda ve Avrupa ülkelerinde yankı uyandırdı. CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder, tartışmalı uygulamaları savunarak, bu kontrollerin zamanla kabul göreceğini söyledi.

Söder, Bild am Sonntag’a verdiği röportajda, “Bazı Avrupa ülkelerinin başlangıçta şüpheyle yaklaşmasını anlıyorum. Ama sonunda bu uygulamayı kabul edecekler.” ifadelerini kullandı.

“Avrupa’da yıllardır düzensizlik hâkim”

Söder, Almanya’nın yıllardır Avrupa’daki göç yükünü tek başına sırtladığını belirterek şunları söyledi:

Avrupa hukukuna göre bu yükümlülüğü taşımak zorunda değildik. Ama yıllardır göç konusunda Avrupa çapında bir düzensizlik yaşanıyor.

İlk iki günde yüzlerce kişi geri çevrildi

Sınır kontrolleri, yeni İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in talimatıyla devreye alındı. Uygulama kapsamında, Almanya’ya kara yoluyla gelen sığınmacılar sınırdan geri çevrilebilecek. Yalnızca çocuklar, hamile kadınlar ve hassas gruplar istisna kapsamında değerlendiriliyor.

Federal Polis verilerine göre, yalnızca perşembe ve cuma günleri arasında 365 yasa dışı geçiş tespit edildi. Bu kişilerden 286’sı sınırdan geri gönderildi. 19 sığınmacı Almanya’ya alınmadı, 4 kişi ise istisna kapsamında ülkeye giriş yaptı. En yaygın gerekçeler arasında vize eksikliği, sahte belgeler ve giriş yasağı yer aldı.

AB hukukuna aykırı mı?

Sertleştirilen uygulamalar, özellikle Yeşiller, Sol Parti ve koalisyon ortağı SPD tarafından eleştiriliyor. Eleştirilerin merkezinde, sınırdan geri çevirmelerin Avrupa Birliği hukukuyla çeliştiği iddiası var. Polonya Başbakanı Donald Tusk da Almanya’nın bu adımlarla Schengen sistemine zarar verdiğini savundu.

Başbakan Friedrich Merz ise Brüksel'deki ilk ziyaretinde bu eleştirilere, “Almanya yalnız hareket etmiyor. Bu uygulamalar, Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında yürürlükte olan kontrollerle benzerlik taşıyor" sözleriyle yanıt verdi.

Ancak polis sendikaları bu benzetmeye katılmıyor. Sendikalara göre, bugünkü uygulamalar doğrudan geri gönderme talimatı içerdiği için çok daha sert. EM 2024 döneminde böyle bir uygulama yoktu.

Dobrindt: Hukuki dayanak var

İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, uygulamanın Alman Mülteci Yasası'nın 18'inci maddesine dayandığını belirtiyor. Bu maddeye göre, güvenli üçüncü bir ülkeden gelen sığınmacılar Almanya'ya alınmayabiliyor. Almanya’nın tüm kara komşuları bu kapsama giriyor.

Ancak uygulamanın yasal geçerliliği, AB hukukunun önceliği ihlal edilmediği sürece geçerli. AB mevzuatına göre, sınırda iltica başvurusunda bulunan bir kişi geri çevrilemez. Dobrindt ise istisna olarak AB Antlaşması’nın 72'nci maddesini işaret ediyor: Eğer kamu düzeni ve iç güvenlik tehdit altındaysa, bu kurallar askıya alınabilir.

Polisten personel uyarısı

Artan kontrollerle birlikte güvenlik birimlerinin kapasitesi de gündemde. Aşağı Saksonya Polis Sendikası Başkanı Kevin Komolka, NDR’ye verdiği demeçte “Polis bu kadar iş yükünü uzun vadede kaldıramaz. Geri gönderme işlemleri için yeterli personelimiz yok" diye konuştu.

“Bu sadece başlangıç”

Markus Söder, sert kontrollerin yalnızca bir başlangıç olduğunu söyledi. Uygulamanın devamında şu adımların da planlandığını açıkladı:

• Afganistan’a sınır dışı uçuşlarının durdurulması,

• Trafik ışığı koalisyonunun vatandaşlık reformunun iptali,

• “Güvenli menşe ülkeler” listesindeki ülkelere yönelik sınır dışı işlemlerinin artırılması.

Söder’e göre bu politikalar hem caydırıcı etki yaratacak hem de gönüllü geri dönüşleri hızlandıracak. Söder plana ilişkin, “İnsanlar burada artık fazla bir şey bekleyemeyeceklerini görecek" diye konuştu.