BM'den Almanya'ya iltica hakkı uyarısı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Almanya’da yeni koalisyon hükûmetinin sınır kontrollerini sertleştirerek iltica başvurularını sınırda reddetme uygulamasını eleştirdi. BMMYK Almanya Temsilcisi Katharina Thote, Almanya’nın mülteci kabulünde örnek bir ülke olduğunu, ancak son kararın uluslararası sorumluluk paylaşımına zarar verebileceğini vurguladı.

Thote, Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Kara sınırlarının tüm ilticacılara kapatılması, Cenevre Sözleşmesi’ne ve adil sorumluluk paylaşımına aykırıdır” dedi.

“Güvenli üçüncü ülke ilkesi koşullara bağlı uygulanmalı”

BM yetkilisi, sığınmacıların yalnızca güvenli üçüncü ülkelere geri gönderilmesinin uluslararası hukukla uyumlu olabileceğini, bunun da ancak Cenevre Mülteci Sözleşmesi kapsamındaki hakların tanındığı durumlarda geçerli olacağını belirtti.

“Almanya’nın AB çerçevesine odaklanarak iltica süreçlerini adil ve etkili biçimde yönetmesi gerekir” çağrısında bulunan Thote, başvuruların hızlı ve şeffaf biçimde değerlendirilmesinin hem entegrasyonu kolaylaştıracağını hem de geri gönderme süreçlerini hızlandıracağını söyledi.

Yeni hükûmet sınırları sıkılaştırdı

Almanya’da CDU/CSU ve SPD ortaklığında kurulan yeni koalisyon, düzensiz göçle mücadele amacıyla kara sınırlarında daha sıkı kontroller başlatmıştı. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, geçen hafta sınır polisine, iltica başvurusu yapmak isteyen kişilerin geri çevrilmesi talimatı vermişti. Uygulama, başta Yeşiller ve Sol Parti olmak üzere muhalefet ve insan hakları kuruluşlarının da tepkisini çekmişti.

Berlin Mahkemesi’nden sınır dışı kararına fren

Bu gelişmelere paralel olarak, Berlin İdari Mahkemesi, Filistin yanlısı protestolara katıldıkları gerekçesiyle sınır dışı edilmek istenen 4 yabancı aktivist hakkındaki kararı askıya aldı.

ABD, İrlanda ve Polonya vatandaşı 4 kişinin Almanya’yı terk etmeleri yönündeki Berlin Göçmenlik Dairesi kararı durduruldu. Mahkeme, haklarında kesinleşmiş bir suç bulunmadığı, protestolarda şiddete karışıp karışmadıklarının belirsiz olduğu ve ilgili grubun daimi üyesi olup olmadıklarının kanıtlanmadığı gerekçesiyle sınır dışı işlemlerinin hukuki temelden yoksun olduğuna hükmetti.