Almanya’da iltica yasası sertleşiyor

Almanya’da federal hükûmet, iltica yasalarında yeni ve tartışmalı bir değişikliğe hazırlanıyor. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in hazırladığı tasarı, 'güvenli menşe ülkeler' listesinin genişletilmesini eyalet meclislerinin onayına ihtiyaç duymadan mümkün kılacak. Mevcut sistemde Bundestag ve Bundesrat’ın onayı gerekirken, yeni düzenleme sadece kabine kararıyla ülke listesinin güncellenmesini hedefliyor.

İlk etapta Cezayir, Hindistan, Fas ve Tunus’un güvenli ülke ilan edilmesi gündemde. Hükûmet, bu adımla iltica kararlarını hızlandırmak ve sınır dışı işlemlerini kolaylaştırmak istiyor.

“İltica sisteminde kırılma yaratacağız”

İçişleri Bakanı Dobrindt, düzenlemeyi 'iltica sisteminde köklü bir dönüşümün' parçası olarak tanımladı. Son haftalarda aile birleşimi hakkının daraltılması ve hızlandırılmış vatandaşlık uygulamasının iptali gibi adımlar atan hükûmet, sınır kontrollerini de sıkılaştırmıştı. Dobrindt, “Bu adım sadece idari değil, politik bir kırılma anlamına geliyor. Kontrolü geri alacağız” dedi.

Hukukçular uyarıyor: AB hukuku çiğnenebilir

Ancak hukukçular ve anayasa uzmanları bu adımı tehlikeli buluyor. Almanya Avukatlar Birliği’nden Christoph Tometten, düzenlemenin AB hukukuna aykırı olduğunu savundu. Hukukçular, “Temel yasa by-pass edilmek isteniyor. Bu, hem idari hem de yargısal süreçleri gereksiz biçimde karmaşıklaştırır” değerlendirmesini yaptı.

Yeşiller: Meclis dışlanamaz

Yeşiller Partisi’nden Filiz Polat da  “Güvenli ülke ilanı teknik değil, siyasi bir karar. Bu yüzden meclisler sürecin parçası olmalı. Anayasanın temel hak güvenceleri hiçe sayılıyor" diyerek tasarıya sert tepki gösterdi.

Pro Asyl: Antidemokratik adım

Mülteci hakları savunucusu Pro Asyl örgütü, düzenlemeyi 'demokrasiye ve anayasaya aykırı' olarak tanımladı. Örgütün hukuk sözcüsü Wiebke Judith, 'sözde güvenli ülkeler' tanımının sığınma hakkını riske attığını belirtti ve “Bu yaklaşım, gerçekten tehlike altında olan kişilerin korunmasını daha da zorlaştıracak" açıklamasında bulundu.

Avukat desteği de kaldırılıyor

Tasarının bir diğer maddesi, iltica süreçlerinde geçen yıl yürürlüğe giren zorunlu avukat desteğinin kaldırılmasını öngörüyor. Hükûmet bu desteğin süreci yavaşlattığını savunurken, hak savunucuları bunun hak arama özgürlüğüne darbe olduğunu belirtiyor.

Karar süreci henüz tamamlanmadı

Tüm bu tartışmalar sürerken, tasarının yürürlüğe girmesi için hem Bundestag hem de Bundesrat onayı gerekiyor. Ancak yasa tasarısının onay sürecinde eyaletlerin rolünün kısıtlanması hedeflendiği için, bu onayların nasıl şekilleneceği merak konusu. Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları ise anayasal dengeyi zedeleyecek her adıma karşı mücadele edeceklerini açıkladı.