Londra-Brüksel hattında yakınlaşma sürüyor

İngiltere ve Avrupa Birliği arasında Brexit sonrası ilişkileri yeniden şekillendirmeye yönelik yürütülen müzakerelerde önemli bir ilerleme kaydedildi. Hükûmet kaynaklarına göre, pazar gecesi yapılan görüşmelerde özellikle balıkçılık haklarına ilişkin son pürüzler giderildi.

Gelişme, Başbakan Keir Starmer’ın bugün Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Londra’daki zirvede bir araya gelmeye hazırlandığı saatlerde yaşandı. Starmer, dört gün içinde Von der Leyen ile ikinci kez görüşecek.

Balıkçılık, savunma, gençlik programı

Görüşmelerde öne çıkan başlıklar arasında savunma sanayii iş birlikleri, ticaret, balıkçılık ve gençlik hareketliliği yer alıyor. 2026’da sona erecek olan mevcut balıkçılık anlaşmasının yerine yenisinin getirilmesi özellikle kritik önemde.

Gençlik programı ise dikkat çeken bir başka madde. Starmer, bu girişimi “karşılıklı değişim” olarak tanımlarken, programın iki yıla kadar yurt dışında yaşama hakkı tanıyabileceğini belirtti. Ancak yaş sınırı ve kontenjan gibi detaylar henüz netleşmedi. Reform Partisi, bu girişimi "serbest dolaşımın geri dönüşü" olarak eleştirirken, Liberal Demokratlar belirli koşullarda destek verebileceklerini açıkladı.

Ekonomik iş birlikleri de gündemde

Anlaşma taslağında, İngiliz şirketlerinin 150 milyar avroluk AB savunma fonuna erişimi, gıda ticaretindeki bürokrasinin azaltılması ve İngiliz vatandaşlarının AB havaalanlarında e-kapılardan geçebilmesi gibi kolaylıklar da bulunuyor.

İngiltere’nin AB ilişkilerinden sorumlu Bakanı Nick Thomas-Symonds, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Taze ürün taşıyan kamyonlar 16 saat sınırlarda bekletiliyor. Hedefimiz, bu tür sorunları ortadan kaldırmak, istihdamı artırmak ve sınır güvenliğini güçlendirmek” dedi.

Muhalefet ve sağdan eleştiriler

Müzakerelere yönelik eleştiriler sürüyor. Reform Partisi ve bazı Muhafazakâr Parti milletvekilleri, İngiltere’nin yeniden AB kurallarına bağlı hâle gelmesinden endişe ediyor. Milletvekili Alex Burghart, “Biz AB’nin koyduğu kurallara uymak istemediğimiz için ayrıldık” diyerek anlaşmaya karşı çıktı.

Ancak Starmer hükûmeti, bu eleştirilere rağmen müzakerelere devam etmekte kararlı. Thomas-Symonds, yürütülen süreci “acımasız bir pragmatizm” olarak nitelendirirken, asıl hedefin “ülkenin çıkarlarını gerçekçi çözümlerle korumak” olduğunu söyledi. Görüşmelerin kaderini, hem sonuçlar hem de kamuoyunun tepkisi belirleyecek.